http://igdirinefendisi.com.tr.gg
  MUT'A
 
MUT'Â 1. - 2. VE 3. BÖLÜM

 

 MUSA DEDEİ'NİN KALEMİNDEN

 MÜT’A

 

“Kadınlardan faydalandığınız taktirde mehirlerini kararlaştırıldığı miktarda varin.” (Nisa/24)

 

 

Mut’a dinimizce Müslümanlara tanınan bir tür kolaylıktır.Şöyle ki, toplum içerisindeki bir grup insanlar maddi imkansızlık ve çeşitli zorluklar dolayısıyla evlenememektedirler. Bir grup insanlar da işleri gereği uzun yola,yolculuklara çıktıklarından eşlerinden uzak kalırlar ve cinsel isteklerini nasıl gidereceklerini bilemezler bu onlar için büyük sorun olur.

 

Bazen de yolculuk olmaksızın, ancak eşi hayız yada nifaslıdır, hal böyleyken onunla yapılacak cinsel ilişki haram olduğunu bilir ancak tatmin olmak için helal yollar arar. Ve yine bazıları öğrenci olup evlenmenin tahsilleri için zararlı olacağını düşünerek evliliği ertelerler. Bu arada cinsel isteklerini gidermek için çeşitli yollarla baş vururlar.

 

Yine kadınlar arasında dul olup da evlenme şansı az olan kadınlar vardır. Her insanda olduğu gibi dul kadınlarda da cinsel istek elbette olacaktır,onlarda bu isteklerini gidermeye çalışacaklardır.

 

Acaba nasıl tatmin olunmalı? Böyle durumlarda yukarıda saydığımız gruplar cinsel isteklerini tatmin etmek için aşağıda sıralanan yöntemlere başvuracaklar.

 

1- Cinsel isteği yok edici ilaçlar kullanmalı.

2- İstimna etmeli.

3- Zinaya başvurmalı.

4- Televizyon,dergi,sinema,cd,vb.gibi erotik sahneler sergileyen kitle iletişim araçlarına göz gezdirmeli.

5- Tamamen ilişkiyi terk etmeli.

6-  Müt’a (geçici evlilik) yapmalı.

 

Şimdi bu karışık ve çeşme keş yoldan kurtulmak için bunları inceleyelim.

 

Birinci şıkta: cinsel isteği yok edici ilaçlar kullanma. Bu öneri İslam dışı olduğu için dinimizce yasaktır.cinsel istek fıtrı bir duygudur ve fıtratı öldürmek ise, kesinlikle yasak ve haramdır.Bu yola başvurmak Allah’ın emirlerine karşı gelmektir.

 

         İstimna ve zina ise haram olup,hem toplum ve hemde Allah tarafından çirkin görülen bir uygulamadır. Dolayısıyla 2. ve 3. şık da kabul edilmeyecektir.

 

         Dördüncü şıkta seyretme yoluyla tatmin olma isteği de,göz zinası olarak bilinip fesada yol açtığından dinimizce haram kılınmıştır.

 

         Beşinci şık Resul i Erkemin (saa)in bu konuda buyurmuşlardır ki: İslam da rahiplik yoktur…. Rahiplik bir tür fıtrata ilahi yaradılışa karşı gelmek demektir.bu da dinimizce haramdır.

 

 Altıncı ve son önerme ise en sahih yol ve önermedir.yalnız akit öncesi ve sonrası dikkat edilmesi gereken bir çok hükümler ve şartlar vardır.

 

Mesela:mahremle müt’a akti gerçeklemez ve haramdır.kadın dul olmalı ve gereken iddetini tamamlamalıdır.

 

         Şartlarını bilmeyen birine kesinlikle haramdır.müt’a yapan bir kimse evli ise kendi mekanından uzat olmalıdır. Keyfi müt’a kesinlikle haramdır.evli ise kendi ailesini rahatsız edecekse haramdır.

 

         Çevrede iyi karşılanmıyorsa ve rahatsız edici hareketler de bulunuluyorsa.

Üzücü olaylar la karşı karşıya kalınıyorsa.

 

 

“Allah ve Resulü, bir işte hüküm verdiği zaman,artık inanmış bir erkek ve kadına, o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur.Kim Allah’a ve Resulüne karşı gelirse,apaçık bir sapıklığa düşer”(ahzap-36)

 

“Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının,Allah£tan korkun.Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.”(haşr-7)

 

 

MÜT’A 2

 

İmam Muhammed Bakır (as)müt’adan sorulunca;

 

Yüce Allah onu Kur’nı Kerim de helal etmiş ve peygamberin sünneti de bunun üzerine gerçekleşmiş.Böyle olunca da kıyamet gününe kadar helal ve meşru kalacaktır…” şeklinde cevap vermişti. (vesail-uş-şia,Kitab’un-nikah,ebvab’ul-müt’a,1,h:4.)

 

         İmam sadık (as) müt’anın önemini belirtirken şöyle buyurmuştur:

 

“Müt’ayı inkar eden ve onu helal olarak kabul etmeyen, bizden değildir.”

 

İmam Sadık (as) yine şöyle buyurmuştur:

 

“Müt’a Kur’an’da açıklanmış ve sünnette varolan bir şeydir.”  (vesail-uş-şia,Kitab’un-nikah, böl 9,b,1,h:5)

 

Kaynak kitaplarında müt’anın helal olduğunu açıklayıcı deliller veashabın dahi bununla amel ettiğini bildiren birçok delil vardır.Müt’nın Resulullah (saa) zamanında helal olduğunu açıklayan delillerden birisi de tevatür haddine erişen ikinci halifenin sözüdür. O müt’anın Resulullah (saa)zamanında helal olduğunu,ancak kendisinin bunu haram ettiğini ve onunla amel edenleri cezalandıracağını itiraf etmiştir.

 

 

         Şimdi ehli sünnet’in Kur’an’dan sonra en güvenilir olarak nitelendirdikleri kaynak hadis kitaplarında, bakınız müt’a hakkında ne denmiştir. Sahih-i müslim’de halife ömerin minbere çıkarak halka şöyle seslendiği zikredilmiştir.

        

         “Ey insanlar! Resulullah hayattayken helâl olan iki şey vardı. Ama ben onları haram ediyorum ve onlara mürtekip olanlarıda şiddetle cezalandıracağımı bildiriyorum. Bu iki şey müt’a-i hac ve müt’a nikahıdır”

(sahih-i Müslim, c.3, s.38,müt’ababı)

                                                                                               

 

 

 

 

 

MUT’A  3

 

Mut’a nikahı İslam ın ruhsatlarından birisidir.Tıpkı bir erkeğin birden çok eşle evliliği gibi.nasıl ki ihtiyaç yokken,tamamen keyfi olarak birden çokeşle evliliği gibi. Nasıl ki ihtiyaç yokken,tamamen keyfi olarak birden çok eşle evliliği İslam şık ve yerinde bulmuyor; tek evliliği esas alıp tavsiye ediyorsa, mut’a da,da durum aynıdır.İhtiyacı olmayanların,mukim olanların buna yönelmeleri pek şık ve yerinde karşılanmaz. Pak İmamlarımız(as) bu husus üzerinde özellikle durmuşlar, dostlarını mümkün mertebe daimi nikaha yöneltmişlerdir.Ayrıca ahlaksız kadınlarla müt’a nikahını hoş karşılamamışlardır.(Hadis kitaplarımızın ilgili yerlerinde bu konuda pek çok hadis vardır)

 

         Bizde aynı şeyi tekrarlıyor; mukim (yani evinde ,memleketinde) olanların ve cidden ihtiyacı olmayanların buna tevessül etmemelerini tavsiye ediyoruz.           

 

 

         İmam Cafer (as)buyurmuşlar ki;Mut’a onun hükümlerini bilene helaldir.

        

         İmam Bakır ‘as’biraz değişikle aynı hadisi nakletmişlerdir.

 

         İmamlarımızın Allah onlardan razı olsun bu hadislerini dikkatlice incelersek,herkesin kalkıp mut’a yapması o kimseyi küfüre kadar götürür.

         Bakın bu konu hakkında İmam Rıza ‘as’ ne buyurmuşbuyurmuşlar ki bu cevaz yalnızca mut’a nın hükümlerini bilene helaldir. Bu hadisden de anlaşılıyor ki mut’a yapmak o kadar kolay olmasa gerek.

         Bendeniz şahsen İranın kum şehrine Allah nasip etti İmam Rıza ‘as’ nin kız kardeşi Hz.Fatıma i masume nin ziyaretine gittim (daha önce Hz. Masume nin hayatını kısaca bu sitede yayınlamıştım) ve Allah nasip etti Ayatullah seyid Muhammed müftişşie kendileri taklidi merciidir (müştehid)Allah ondan ve ceddi Resulullah’dan ve Ehli beytinden razı olsun bu konuyu (mut’ayı)onada sordum ama üstüne giderek ve ısrarla özetle bana vermiş olduğu fetvada mut’anın helal olduğunu ki buna inanıyoruz,ama hakkaniyet ortadan kalkarsa yani evli bir kimse mut’a veya daimi evlilik yaparsa ve iki hanımına da aynı davranmazsa birine az birine çok  çaba gösterirse birinin ötekinin üzerinde hakkı olursa o evlilik batıldır ve haramdır buyurdular.(burada mut’a yapan bir erkek,nikahlı hanımına soğuk bakarsa,ve eziyet ederse,akrabalarına ve çevresini üzerse,daimi nikahlı hanımından olan çocuklarının bakımını üstlenmezse,ve bu çocuklarına sevgiyi eksiltirse mut’a o kişiye kesinlikle haramdır derhal bu mut’a ya son verip aile yuvasının yıkılmasına engel olmalıdır.yoksa Allah katında büyük günah işlemiş,ve hesap vermek zorunda kalacaktır.)

 

         Yeri gelmişken daimi nikah da çok eşlilik hakkında bir iki cümle edineyim,lütfen dikkat edin?.İslam da çok eşlilik üç temel şartla kayıtlanmıştır ve izin verilmiştir:

 

1-Ailevi temiz yaşantıyı muhavaza etmek,öyle ki ailede sarsıntıya sebebiyet verebilecek ve karıştıracak bir amil olmamalı.

2-Adette sınırlılık ki, dörtten fazlasına izin yoktur.

3-eşler arasında adalete mutlak surette riayet.

 

         Şimdi bu konuyla ilgili ayete bakalım: “Öyle ise sizden temiz kadınlarla izdivaç edin iki üç ve dört. Ama eğer eşler arası adalete riayet edemeyeceğinizden korkuyorsan, o zaman birle yetin.”

 

         İslam,bu kanuni izinden istifade etmeyi eşler arasında “adalet”şartını korumayı tekit ile bildirmek kaydıyla kabul etmektedir.bu temel şarta uymak kendiliğinden,erkeklerde bir takım özel ruh kalıp ve imkanların varlığını da gerektirmektedir ki,eğer bu şartları haiz olmasalar birden fazla evlenmemelidirler.

 

         Bu bahsin sonunda şunu belirtmek gerekir ki,İslam da evlilikten asıl maksat gönül sakinliği, aile fertlerinin sükuneti,aşk,dostluk,şefkat üzerine bina edilmiş olan eşlerin karşılıklı duyguları ve buna benzer şeyler gösteriyor ki güzel ve mutluluk dolu evlilik şekli tek eşle yaşanan evliliktir.iki tarafta bir birine en samimi duygularla bakmaktadır buna binaen erkekler şu noktaya dikkat ederek yalnızca gerektiğinde ve istisna durumlarda birden fazla evliliğe adım atmalıdırlar. Bu durumda da gerekli şartlara riayet etmek kaydıyla yani eşlerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermek kaydıyla ve aralarında “adaleti” icra şartıyla.

         Resulü Ekrem “saa” buyurmuşlar:”onun aile siperinde,meşru meyillerini kabullen ki, gayri meşru şeylere yönelmesin”.

 

         Geçici evliliğe gelince şüphesiz, cinsi arzular daimi izdivaç ile ve aile yuva oluşturma yolu ile giderilmektedir. Ancak buluğa ermiş bütün gençlik için cinsel sorunlarını halletme yolunda evlilik mümkün olmamaktadır.çoğunlukla evlilik buluğdan yıllarca sonra gerçekleşmektedir. Bu yüzden bunlardan büyük çoğunluğu inhirafa uğrayıp,pis ve çirkin yollara düşmektedirler.

         Beşeri toplumlarda çok az farklılıklarla gençlik cinsel sorunlar yüzünden ve layık bir eş bulamadığından kendilerinde var olan yetenekleri kaybediyorlar, işlerde yapıcı ve müessir olmak yerine sapık yollara düşüyorlar, ferdi ve sosyal açıdan istenmeyen çok acı durumlar yaşamak durumunda kalıyorlar ve gençliklerinin en güzel günleri ömürlerinin en acıklı hatırası olarak hatıralarında kalmaktadır.

 

 

İSLAMİ DÜZENDE BU SORUNUN AKILLICA ÇÖZÜMÜ

 

         İslam kanununda fikri istekler ve çeşitli cismi ve ruhsal arzular gözden uzak tutulmamıştır,üstelik toplumsal değişimlerin hiç biri göz ardı edilmemiştir.bu tür toplumsal ve ciddi sorunların her biri için akıl ve mantık dairesinde ifrat ve tefritten uzak bir çare düşünülmüş, tedbirler alınmıştır.Ta ki, ne toplum heyecan, zulüm ve azgınlık sahnesine dönüşsün, ne de gerçeklerle sonuçsuz mücadelelere girmiş olsun.Şu bir gerçektir ki,cinsel temayüller kişilerin en önemli istek ve hedeflerinden biridir.Dolayısıyla bu duygular eğer doğru  ve Salih yollarla doyurulmazsa ister istemez işin sonu inhiraf ve fesada çekecektir.

 

ZİNA

 

         Zina nikah bağları bulunmayan, birbirlerine mahrem yada namahrem olan erkek ile kadının cinsel ilişkide bulunmasına denir.İmam Cafer sadık (as) İmam Kazım “as”,İmam Rıza“as” ve İmam Cavad “as” Furkan süresinin 68. ayetine binaen zinanın büyük günahlardan olduğunu söylemişlerdir.Yüce Allah,zina edenler hakkında şöyle buyurmaktadır:

         “…(Salih kimseler) Allah’ın haram ettiği bir cana kıyıp kimseyi öldürmezler ve zina etmezler ve kim bunları yaparsa cezaya düşer. Ve kıyamet günündeyse azabı kat kat arttırılır ve hor,hakir bir halde ebedi olarak azapta kalır.” (furkan-68-69)

 

         Bu günah işleyenlere, bilhassa evli olup da böylesine çirkin işe girişenlere İslam dini,hayat hakkı tanımamaktadır.Bu yüzden her Müslüman erkek ve kadına kendilerini zinadan,zinaya yakınlaştıracak sebeplerden uzak durmaları,kendilerini korumaları emredilmiştir.Yüce Allah bu konu hakkında Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır:

 

         “zinaya yaklaşmayın,şüphe yok ki zina, kötülüktür ve zinada bulunmak, kötü bir yol tutmaktır.” (isra,32)

 

         Zina,bir fitne kıvılcımıolup vesilelerinkesilmesine,yakın akraba ve dostlarından ilişki bağlarının kopmasına, rabıtanın yok olmasına,babaların evlatları,evlatların da babaları üzerinde olan haklarının yok olmasına sebep olur. Zina, öyle çirkin ve haysiyet kırıcı bir fiildir ki,buna mürtekip olanlar iki cihanda da yüz karası sayılmışlardır.

         Zina, gayri meşru yollarla şehvetin geçici olarakyatıştırılmasıdır. Fıtratı henüz ölmemiş insanlar, istimna(mastürbasyon)da olduğu gibi zinada da ruhsal yönden sıkıntı içerisinde olurlar.Buda zinadan kaçınmanın fıtri bir duygu olduğunu gösterir. İmam Ali “as” bu konuda; “şerefli bir kimse zina etmez.” (nehc,ül belağa k s-h-305)

Şeklinde buyurmuştur.

 

         İnsanda yaratılış icabı meydana gelen şehvet,insan neslinin pak va temiz olarak devam etmesi için kadın ve erkekte oluşan bir takın ruhsal dengedir ki bu denge,ailenin oluşmasında,şehvetin sınırlı ve kanuni yollarla tatmininde ve bu çerçevede yer alır.Ama zinaya baş vurmak,sadece nesli pak ve temiz olması hedefinden uzaklaştırıldığı gibi toplumu da ters yönde etkiler.Gayri meşru ilişkiler hastalık kapılması sonucu tedavi altına alınan milyonlarca hastanın ve onların tedavisi için harcanan hesapsız paranın ve yine milyonlarca sahipsiz çocuk,bu cürümün ne denli büyük olduğunu gösteren küçük bir göstergedirler.

 

         Hayret verici olaylardan biride günümüzde devlet kuruluşları tarafından zina ile türeyen hastalıkların ilacı aranırken halkı bundan men etmek yerine, zinayı daha da yaygınlaşır hale getirmeleridir.Bugün dünya,zina yoluyla türeyen AİDS hastalığına karşı seferber olmuşken ne yazık ki zinaya teşvik edici tebliğlerle halk adeta buna sürüklenmiştir.Ancak şu bir gerçektir ki,bu konuda ne yapılırsa yapılsın fesadın önü alınmadıkça değil “aids” ondan da kötü ve vahim hastalıkların türemesi mümkündür.

 

         Şimdi gelin bir tahlil yapalım.yukarıda ki zina hakkında yazılan  mı doğru,yoksa tam aksimi.Eğer aksi olursa zamanla daimi evlilik denen bir şey kalmayacak ve ilah’i emir ortadan kalkacak,böyle olursa ne olur acaba?,hak adalet denen şey kalmaz zina,hırsızlık,adam öldürme,tefecilik,ayyaşlık ve dolandırıcılık baş alıp gider,huzur denen bir şey kalmaz.

 

         Gelin birde İlah’i emre bakalım:Allah’u Taala buyuruyorlar ki Allah’ın emriyle nikah yapın ki size helal olsun,çocuklarınız helal nutbe den olsun,işte İslam insanların dünyada mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamaları için nikah emretmiş.Bunun kimseye zararı yok aksine yararları vardır,elbette düşünenler için.Daimi nikah yapma imkanları olmayanlara  vb,ise mut’a nikahını önermiştir ki bu inananlar için bir rahmet ve kurtuluştur.

 
 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol